Pandemi sürecinde doktora bu yapılır mı?
GÜNDEMŞanlıurfa’da bir aile sağlık merkezinde çalışan Dr. Müslüm Çiftçi, yakınını getirmeden ilaç yazdırmak isteyenler tarafından darp edildi.
ŞANLI HABER AJANSI - (ŞHA)
Şanlıurfa Aile Hekimleri Derneği (ŞUAHED) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Dr. Müslüm Çiftçi’nin saldırıya uğraması şiddetle kınandı. ŞUAHED tarafından yapılan açıklamada, “19.08.2020 tarihinde Haliliye 15 Temmuz Şehitleri Aile Sağlığı Merkezinde çalışan Dr. Müslüm Çiftçi kendisine kayıtlı olan ve daha önce usulsüz isteklerde bulunan, yakınını getirmeden ilaç yazdırmak isteyen ayrıca bu pandemi döneminde maskesiz asm gelen hastası tarafından sözlü hakarete uğrayıp, hastanın yakınları tarafından darp edilmiştir” denilerek, şu ifadelere yer verildi;
Hekimlerin en çok şiddete uğramasının nedeni; "ilacımı yazar mısınız", hekime "yakınımı getiremedim, şu ilaçları yazar mısınız" ile devam eden işlemler ile "bir yakınıma rapor lazım diyerek" suiistimali üst seviyeye çıkaran hasta davranışlarıdır. Hekimliğin ana ilkesi; "Önce zarar vermedir." Hekim ilk olarak hastasının sağlığı için çalışır.
Reçete; hekimin imzasını taşıyan, bedelini ister devlet ödesin ister hasta cepten ödesin, her şekilde hekime hukuki sorumluluk yükleyen resmi belgedir. Reçeteye resmilik kazandıran ilke; hekimin yaptığı görevin kamusal görev olması ile ilgilidir. Hekimin reçete düzenlemesi çeşitli mevzuatlar ile düzenlenmiştir. 1960 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile düzenlenen "Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinin" ikinci kısmı hekimlerin hastalar ile olan ilişkilerini düzenlemekte ve
13. Maddesinin son cümlesinde "Tabip ve diş tabibi; teşhis, tedavi veya korunmak gayesi olmaksızın hastanın arzusuna uyarak veya diğer sebeplerle, akli veya bendeni mukavemetini azaltacak her hangi bir şey yapamaz."
Ve aynı Nizamnamenin 14. Maddesinde de "Tabip ve diş tabibi, hastanın vaziyetinin icap ettirdiği sıhhi ihtimamı gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak ve sıhhatini korumak mümkün olmadığı takdirde dahi, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmakla mükelleftir." diyerek Hekimlere; teşhis ve tedavi maksadıyla hastalara faydalı olacak şekilde hareket serbestliği tanımaktadır.
Ama Türk Tabipleri Birliği Kanunun 59.maddesinin "g" fıkrasındaki yetkiye göre Tabipler Birliği tarafından hazırlanan "Hekimlik Mesleği Etiği Kurallarının" 23. Maddesi "Hekim, acil vakalar gibi zorunlu durumlar dışında, hastasını bizzat muayene etmeden tedavisine başlayamaz." Diyerek muayenesiz tedaviye yasak getirmiştir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü 08 Temmuz 2011 tarih/29851 sayılı tedavi sürecinde "Kimlik Tespiti" konulu duyurularında bu hususu düzenlemiş;
Reçete düzenlenmesini tedavi süreci kabul ederek bu süreçte hastaların bizzat hekim tarafından görülmesini zorunlu kılmıştır.
“HEKİMLERİMİZİN CAN GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR”
T.C Yargıtay On Birinci Dairesi E:2006/8473 K:2007/7935 T:14.11.2007 tarihli Yargıtay kararında Hekimlerin hasta sağlık kuruluşuna gelmeden biri aracılığı ile gönderdikleri ilaçlarını kaydederek reçete yazmalarının görevi kötüye kullanmaktan dolayı suç oluşturduğu bildirilmiştir.
Bu konu hakkında yetkilileri kişiler gelmeden ilaç yazılamayacağı konusunda net açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu bir suçtur ve bunun İl İdareleri tarafından vatandaşa kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. Sağlık çalışanına uygulanan şiddet, hakaret ve tehdit ülkemizde artık hat safhaya gelmiş ayrıca cezaların caydırıcılıktan uzak olması, şiddetin normalleşmeye başlaması ile hekimlerimizin can güvenliği kalmamıştır.
ŞUAHED olarak sağlık çalışanlarına karşı uygulan şiddet karşısında üyelerimizin yanında olacağımızı, suçluların en ağır biçimde cezalandırılmasını sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi belirterek meslektaşımızın başına gelen bu elim olayın takipçisi olarak, her türlü hukuki desteği sağlayacağımızı belirtiriz.”
İlginizi Çekebilir