© Şanlı Haber Ajansı 2020

Şanlıurfa'da 'Konya'daki saldırı' kınandı

Şanlıurfa Emek ve Demokrasi Platformu, dün Konya’da 7 kişinin öldürülmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Platform üyeleri gerçekleştirilen saldırıyı kınadı.

Şanlıurfa Emek ve Demokrasi Platformu, dün Konya'nın Meram ilçesinde silahlı saldırı sonucu 7 kişi öldürülmesiyle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde toplanan platform üyeleri, saldırıyı kınadı. Basın açıklamasını Urfa İHD Yönetim Kurulu Üyesi Av. Müslüm Saraçoğlu okudu.

Saraçoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Dün Konya'nın Meram ilçesinde gerçekleşen saldırıda Karslı Dedeoğlu ailesinden aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 7 Kürt ırkçı saldırı sonucu katledilip evleri ateşe verilmiştir. Aile daha önceden 12 Mayıs’ta 60 kişilik ırkçı grup tarafından saldırıya uğramış saldırı sonrasında şikâyetçi olmuştur. Katledilen aile, kendilerine yönelik ırkçı saldırılar olduğunu, tehditler aldıklarını, ırkçı nefret söylemlerine sistematik bir şekilde maruz kaldıklarını tüm süreçte dile getirmiş buna rağmen aile, ne idari ne de yargısal olarak korunmamıştır. 12 Mayıs'ta yapılan ilk ırkçı saldırı sonrasında etkin bir soruşturma yürütülmeden tutuklanan 40 kişiden 39'u tahliye edilmiştir. Bu tahliyeler faillere ve azmettiricilere AKP ve MHP güdümündeki yargının ve egemen sisteminin Kürd’ün malını canını hiçe saydığının somut delili olmuştur.  Özellikle tahliye sonrasında gerçekleşen ikinci ırkçı saldırıda da  kürde uygulanan ve süregelen  sistematik cezasızlık örneğinin en somut halini ortaya koymaktadır. Türkiye'de Kürd’lere yönelik yapılan tüm saldırılarda ve katliamlarda etkin bir soruşturmanın yapılmayarak, faillerinin ve azmettiricilerinin bulunmak istenmemesi, yargılamalarının zamanaşımına uğratılması söz konusudur."

 

 

“ETKİN BİR YARGISAL FAALİYET YÜRÜTÜLMELİ”

 

Saraçoğlu, "Katliamların ve ırkçı saldırıların faillerini, azmettiricilerini sosyal ve demokratik bir hukuk devletinde olması gerektiği gibi yargılamadığı, cezalandırılmadığı gibi AKP-MHP faşist bloğunun ötekileştirici söylemleri ile meşrulaştırılmakta ve desteklenmektedir.  AKP-MHP bloğu iktidarlarının yaşadığı kaosu  Kürd’lere, gayrimüslimlere, göçmenlere ve muhaliflere yönelterek bu saldırıların sistematik bir şekilde gerçekleşmesinin en büyük destekçileridir.  Nitekim Konya emniyet müdürü olan Engin Dinç; Trabzon İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde Hrant Dik’in öldürüleceğini önceden bildiği, Rahip Sontoro cinayetinde görevde olduğu ve 10 Ekim Katliamına dair istihbaratı geç gönderdiği, iddia edilen bu kişinin, Meram’da Kürt ailenin katledilmesinden kısa süre önce getirilmiş olması tesadüf mü?

Son yaşananlar ile birlikte artık Türkiye demokratik  bir hukuk devleti  olmaktan çıkıp mafya düzenin hüküm sürdüğü faşist bir devlete dönüşmüştür. Türkiye’deki genel ve ayrımcı adli pasifliğin, kasıtlı olmasa dahi, esas olarak ‘savunmasız bireyleri etkilediği, yaygın ırkçı nefret söylemleri ile şiddet eylemlerinden anlaşılmaktadır. Süregelen bir şekilde, Kürt kimliğine yönelik nefret söylemi ve yaygınlaşan şiddet eylemlerinin münferit ve adli olaylar olarak görülmemesi gerekir. Şiddet dili ve ayrımcı politikalar, Kürt kimliğine yönelik saldırılar, kolluk güçlerinin güvenlik önlemlerinde yetersiz kalması, etkin yargısal faaliyette bulunulmaması nedeniyle, aynı aileden 7 kişi katledilmiştir. Bu saldırılar ile Kürd’lere reva görülen Kürd’e saldırmanın katletmenin meşru olduğu gösterilmektedir. Bir bütün olarak yargı da dahil devlet sistemi Sünni Türk etnisitesi dışında bir etnik gruba  yönelik nefret, ayrımcılık ve fiziki saldırılarda cezasızlık politikasını sürdürmesi ve iktidarların ırkçılıktan beslenmesi sebebiyle saldırganlar daha da kolay yaralama öldürme hatta yakma eylemi gerçekleştirmektedir. Kürd halkı asla yanlız değildir. Kürd halkı bu saldırılar karşısında susacak, boyun eğecek, korkacak değildir. Kürdler yaşam hakkını ve eşit yaşam imkânlarını koruyacak büyütecek güce sahiptirler.

Emek ve demokrasi platformu olarak, öncelikle katledilen aile fertlerine ilişkin Kürt halkına baş sağlığı dileklerimizi iletiyor, bu saldırılara zemin hazırlayan, toplumsal barışı zedeleyen ve çatışmayı körükleyen uygulamaları ve politikaları reddediyoruz! Irkçı saiklerle nefret suçu kapsamında işlenen suçların, kastı ve ihmali bulunan faillerin tespitiyle birlikte, etkin bir yargısal faaliyet yürütülerek cezalandırılmaları gerektiğini, davanın takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.”

 

BİHA

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER